Ana içeriğe atla

Mesele güzel sevmek

Gerçekten seveni de, sevginin kıymetini bileni de yüz metre öteden tanıyorsunuz. Gözlerindeki yorgunluktan, yorgunluğa rağmen var olan ışıltıdan tanıyorsunuz. O gözlerin nice hüzün yağmurları ile ıslanmalarına rağmen ışığını kaybetmemelerinden anlıyorsunuz.
Seven insan, karşısındaki hangi sıfat ile vücut bulmuş olursa olsun belli ediyor kendini. Dostunu dinliyor mesela. Sesini değil, sessizliğini dinliyor. Biliyor musunuz? Suskunluk bazen kelimelerden daha çok şey ifade eder. Ve biliyor musunuz? Ben dertlerini susa susa bağıran çok insan gördüm. Karşılarında hep ifadeyi kelimeler ile sınırlı görenler vardı. İnsanlar artık birbirlerinin suskunluğundan anlamıyorlar mı dersiniz? Yoksa sevmeyi, sevginin kıymetini bilmedikleri için mi bu haldeler?
Seven insan, sevgiye, sevginin büründüğü sıfata kıymet veriyor bir kere. Sevginin basit bir olgu olmadığını, beraberinde bazı duyguların barınmasına imkan vermediğini, aksi durumda içerisindeki bütün güzellikleri öldürdüğünü biliyor. Mesela sevgi içerisinde gurur barındırmıyor, ego barındırmıyor, iktidar savaşı, tavır, kavga ve buna benzer insanı yoran diğer şeyleri barındırmıyor. Seven insan, sevdiği her insana tatil oluyor. Çünkü biliyor, öyle bir çağ ki bu insanlar birbirlerini anlamayarak cezalandırıyor. Çünkü biliyor ki bilinçli ya da bilinçsiz kesilen bu cezalar, insanı her şeyden çok yoruyor. Çünkü biliyor ki, vücut yorgunluğu geçiyor hatta zihin yorgunluğu bile geçiyor ama yürek yorgunluğu geçmiyor. 
"Yürek yorulur mu?" demeyin sakın! En çok yürek yoruluyor. Çünkü sevginin, sevgisizliğin, sevgisizlerin bütün yükünü yürek sırtlanıyor. Yani insan içerisinde bulunduğu durumun kötülüğünden zihnini tek bir düşünce ile kurtarıyor ama sevgisizliğin, farkındalıktan yoksun sevginin verdiği yorgunluğu bazen aylarca üzerinden atamıyor. Evet bazen sevgi de yoruyor.
Güzel insan, güzel seven insan  acı çekmiş oluyor genellemesine inanır mısınız bilmiyorum. Ben bu durumun kişinin yapısı, durumları yorumlama biçimi ile ilgili olduğunu da düşünüyorum çoğu zaman. Yani güzel seven insan, daha önce tatmadığı sorunları, acıları bile başkaları yerine tadabiliyor. Dostunda, sevdiğinde bir yara meydana gelse önce kendisi kanayabiliyor. Dostunda, sevdiğinde yağan her damla hüzün yağmuru, ilk onun avuçlarına düşebiliyor. Dostu, sevdiği yere düşünce ilk onun dizleri kanayabiliyor. Hiç olmadığı, hiç bulunmadığı anılarda kendi ayak izlerini de bırakabiliyor.
Zamanında güzel yürekli bir insanın da dediği gibi "Mühim olan çok sevmek değil. Mühim olan güzel sevmek. Kırmadan, dökmeden, yormadan, acıtmadan." Güzel seven insan, kendini böyle fark ettiriyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"En güzel sevenler, en güzel yara alanlardır."

 Yıllardır hep "En güzel sevenler, en güzel yara alanlardır." diye düşünürüm. En güzel düşünenler, en güzel gülenler, en güzel direnenler.  En güzel seviyorlar, çünkü sevgisizliğin ne demek olduğunu biliyorlar. İsimleri hiçbir şiirde yer almamış, uğurlarına hiçbir şarkıda göz yaşı akmamış onların. Güzel seviyorlar, çünkü sevildiklerinden hiçbir zaman emin olamamışlar. Bu sebeple emin oldukları tek şeye, kendi sevgilerine tutunuyorlar. En güzel düşünüyorlar, en derin düşünüyorlar çünkü onlar için göz önünde olanlar dahil daha önce kimse tarafından düşünülmemiş. Onlar, gülün dikenlerini sevmişler, dikende mana aramışlar. Ancak kimse onların açtıkları gülü görmemiş, bir uçurum kenarında, kimsenin geçmediği bir kuytuda, kendi güzelliklerini kendileri çürütmüşler. Belki de zamanla onları görmeyen gözlerden uzaklaşmayı öğrenmişler. Olamaz mı? En güzel gülüyorlar çünkü, içlerinde hüzün sel olmuşken gözlerinden bir damla yaş akmadı diye kimselere acısını gösterememişler. Belki gülüşl...

Eksik Bir Şey Mi Var?

 "Eksik bir şey mi var hayatımda Gözlerim neden sık sık dalıyor Eksik bir şey mi var hayatımda Gökyüzü bazen ciğerime doluyor Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam Atsan atılmaz, satsan satamam Eksik bir şey mi var, anlayamam Bak çayım sigaram, her şeyim tamam Kalksam duraktan dolmuş gibi Arka koltukta unutulmuş gibi Terliklerimle, gelsem sana Sonunda aşkı bulmuş gibi" Ne yaparsanız yapın, olmayacakmış gibi hissettiğiniz zamanlar oluyor mu? Aldığınız nefesin göğsünüze takıldığı,göz yaşlarınızın içinize aktığını hissettiğiniz, "Eksik bir şey var!" diye çığlık çığlığa bağırmak isteyip de ciğerinize dolan gökyüzü ile nefes nefese sustuğunuz?  Peki ne sizce eksik olan? Sevgi mi? Belki. Peki şefkat? Neden olmasın değil mi? Kaç tane örnek verebilirsiniz bu eksiklere? Kiminiz tek bir örneğe sığdırır eksikliğini, kiminiz sayfalara sığdıramaz. Herkes, her şey bir yerde eksik değil  midir zaten? Hiç düşündünüz mü belki de eksik değil de fazla bir şey vardır? Mesela özlem. Hiç b...

İndirilen Gardlara

Sevgili okur, Ben bugün gardımı indiriyorum. Bugün, kendime zayıf olma, ağlama, üzülme izni veriyorum. Bugün hep tırmandığım o zirveden kendimi aşağıya bırakıyorum. Çünkü fark ettim ki, beni en çok yoran şeyler bunlarmış. Nasıl mı? Fark ettim ki, güçlü olmak zor bir eylem. Dik durmak, hep gülmek zor bir eylem. Ama asıl zor olan, kendini bunlara mecbur hissetmek. Ağlamak zor bir eylem, ama asıl zor olan kendini ağlamamaya zorlamak. Bu yüzden kendime bunlar için izin verdim. Karşılaştığım her zorlukta, başıma gelen her olayda "Sen güçlüsün", "Sen de böyle yaparsan..." tesellileriyle avutuldum, avutulduğumu sandılar. Ama ben bu cümlelerin her biriyle yeniden ağırlaştırdım sırtımdaki yükü. Evet, her şeye rağmen dik durmak, durabilmek çok güzel. Ama yeri geldiğinde eğilmek de çok güzel. Bunu bir ağaca benzetebilirsiniz. Sürekli dik durması için çabaladığınız bir dal, en ufak eğrilikte kırılır. Ama eğilmesine izin verdiğiniz bir ağaç, fırtınada savrulsa da yerini bulur, k...