Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zarifoğlu üzerine kısa bir iç döküş

Sevgili şiirin zarif prensi Cahit Zarifoğlu. “Ne korkunç bir iklimdi çocukluğum.” Dediğin cümlenin her bir harfi düğümleniyor boğazımda. Diyorum ki, hiçbir çocuk korkunç iklimler görmemeli, kelimeleri de düğümlenmemeli boğazlarda. Sonra “İsmimin baş harfleri acz tutuyor.” Deyişini hatırlıyorum. Diyorum ki “Ben bizzat kendim acz tutuyorum bu yüzyılda.” . .

Günümüz Yaşamının Bataklığına Bir Yürekten Serzeniş

Hepimiz, özümüzde iyi insanlarız kabul. Ama iyi olmak, kendimiz olmak için yeterli mi gerçekten? Hep mi kaygımız kendimizi birilerine beğendirmek üzerine olur mesela? Yani biz hiç “biz” olmak için, “kendimiz” olmak için yaşamayacak mıyız? Fırsat bulamayacak mıyız buna? Mesela bir şeyleri içimizde yaşayabilmeyi ne zaman unuttuk? Üzüntümüzü, kederimizi, kızgınlığımız ya da beğenimizi herkese haykırmak, umursamayan insanların hayatında kayıp birkaç dakika olmak yerine kendi içimizde ya da en azından yakın çevremizde yaşatmayı ne zaman bıraktık? Yani gerçekten bu kadar kolay mı bir şeyleri birileri ile paylaşabilmek ya da hislerimizi bazı amaçlar doğrultusunda yönlendirebilmek? Değil tabii ki. Biz, birkaç milyardır var olan bu evrenin sadece birkaç yılına sığmış canlılarız. Bizim kendimize de bulunduğumuz evrene de faydamız yalnızca bu kadar ile sınırlı. Bunu da başkaları uğruna yaşamaya, hep başkalarına kendimizi kanıtlamaya çalışmaya başkalarına olan kin ve nefretimiz ile bitirmeye