Ana içeriğe atla

Herkes Gider mi?

 Bazı insanlar öyle şeyler hissettirir ki o onlara özeldir. Kimsede bulunmaz, hem kimsede aranmaz da.  Mesela onlara bazı şeyleri oturup saatlerce anlatmanıza gerek yoktur. Ki zaten başkalarına saatlerce anlattığınız şeylerin yerini onlarda bir bakış tutar. Bir bakışla anlarlar nasıl olduğunuzu. Onlarla aylar geçirirsiniz, belki de yıllar...
 Ama birden bir şeyler olur, bir şeyler kopar. Tamam başkasıyla onunla olduğunuz gibi olamazsınız ama onunla da eskisi gibi olamazsınız. Tüm ikili ilişkiler buna mahkum değil midir? Eskiden bir şeyleri onlara anlatınca rahatlardınız, tamam geçmezdi ama anlarlardı bilirdiniz. Hem anlayan birinin olduğunu bilmek kimi iyi hissettirmez ki? daha sonra ise "Nasılsa anlatınca geçmeyecek" diye düşünmeye başlarsınız. Bu onların bile artık anlamayacağını bilmenizden mi kaynaklı, ya da artık eskisi kadar umursamadığını düşündüğünüzden mi bilinmez. Belki de her ikisi..Sonuç olarak bir şey ya da bir şeyler uzaklaştırmıştır sizi. Ne kadar kötü değil mi?
 Bir süre düştüğünüzü sandığınız o boşluğu anlatma gereği bile duymuyorum. Artık onlara koşmak gelmiyordur içinizden. Biliyorsunuzdur hani çıkmak isteseniz mutlaka tutar elinizden ama ellerindeki o sıcaklık yoktur artık. 
 Ama bir süre sonra anlarsınız ki dünyanın sonu değil. Tamam kimse kimsenin yerine tam  oturmuyor ya eksik geliyor ya fazla ama neden fazla gelecek olan birileri gelmesin ki? Ya da neden birinin içimizdeki hatıralarını sevemeyelim? Kolları yerine hatıralarına sarılamayalım. Cümleleri kulaklarımızda değil de aklımızda yankılanırken bize yetmesin? Anılar sadece derin izler bırakıp acı vermek için mi vardır sizce? Neden birini sevmemeyi seçmek yerine onun anılarımızdaki halini sevemeyelim? Ya da neden bundan acı duyalım?
 Cem Adrian'ın "Herkes gider mi?" dediği yerden söylüyorum ki herkes gider arkadaşlar. Kimileri derin izler bırakır kimilerinden geriye ufak bir çizik dahi kalmaz. Ve bizim hayatta verdiğimiz mücadele derin izler bırakacak insanlar biriktirip, onların bıraktığı izleri en aza indirgemeye çalışmaktan ibaret.

Yorumlar

  1. "Herkes" evet gider. Önemli olan
    asıl mevzu senin için herkes olmayan veya seni herkes görmeyen kişi ile beraberlikte.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

"En güzel sevenler, en güzel yara alanlardır."

 Yıllardır hep "En güzel sevenler, en güzel yara alanlardır." diye düşünürüm. En güzel düşünenler, en güzel gülenler, en güzel direnenler.  En güzel seviyorlar, çünkü sevgisizliğin ne demek olduğunu biliyorlar. İsimleri hiçbir şiirde yer almamış, uğurlarına hiçbir şarkıda göz yaşı akmamış onların. Güzel seviyorlar, çünkü sevildiklerinden hiçbir zaman emin olamamışlar. Bu sebeple emin oldukları tek şeye, kendi sevgilerine tutunuyorlar. En güzel düşünüyorlar, en derin düşünüyorlar çünkü onlar için göz önünde olanlar dahil daha önce kimse tarafından düşünülmemiş. Onlar, gülün dikenlerini sevmişler, dikende mana aramışlar. Ancak kimse onların açtıkları gülü görmemiş, bir uçurum kenarında, kimsenin geçmediği bir kuytuda, kendi güzelliklerini kendileri çürütmüşler. Belki de zamanla onları görmeyen gözlerden uzaklaşmayı öğrenmişler. Olamaz mı? En güzel gülüyorlar çünkü, içlerinde hüzün sel olmuşken gözlerinden bir damla yaş akmadı diye kimselere acısını gösterememişler. Belki gülüşl...

Eksik Bir Şey Mi Var?

 "Eksik bir şey mi var hayatımda Gözlerim neden sık sık dalıyor Eksik bir şey mi var hayatımda Gökyüzü bazen ciğerime doluyor Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam Atsan atılmaz, satsan satamam Eksik bir şey mi var, anlayamam Bak çayım sigaram, her şeyim tamam Kalksam duraktan dolmuş gibi Arka koltukta unutulmuş gibi Terliklerimle, gelsem sana Sonunda aşkı bulmuş gibi" Ne yaparsanız yapın, olmayacakmış gibi hissettiğiniz zamanlar oluyor mu? Aldığınız nefesin göğsünüze takıldığı,göz yaşlarınızın içinize aktığını hissettiğiniz, "Eksik bir şey var!" diye çığlık çığlığa bağırmak isteyip de ciğerinize dolan gökyüzü ile nefes nefese sustuğunuz?  Peki ne sizce eksik olan? Sevgi mi? Belki. Peki şefkat? Neden olmasın değil mi? Kaç tane örnek verebilirsiniz bu eksiklere? Kiminiz tek bir örneğe sığdırır eksikliğini, kiminiz sayfalara sığdıramaz. Herkes, her şey bir yerde eksik değil  midir zaten? Hiç düşündünüz mü belki de eksik değil de fazla bir şey vardır? Mesela özlem. Hiç b...

İndirilen Gardlara

Sevgili okur, Ben bugün gardımı indiriyorum. Bugün, kendime zayıf olma, ağlama, üzülme izni veriyorum. Bugün hep tırmandığım o zirveden kendimi aşağıya bırakıyorum. Çünkü fark ettim ki, beni en çok yoran şeyler bunlarmış. Nasıl mı? Fark ettim ki, güçlü olmak zor bir eylem. Dik durmak, hep gülmek zor bir eylem. Ama asıl zor olan, kendini bunlara mecbur hissetmek. Ağlamak zor bir eylem, ama asıl zor olan kendini ağlamamaya zorlamak. Bu yüzden kendime bunlar için izin verdim. Karşılaştığım her zorlukta, başıma gelen her olayda "Sen güçlüsün", "Sen de böyle yaparsan..." tesellileriyle avutuldum, avutulduğumu sandılar. Ama ben bu cümlelerin her biriyle yeniden ağırlaştırdım sırtımdaki yükü. Evet, her şeye rağmen dik durmak, durabilmek çok güzel. Ama yeri geldiğinde eğilmek de çok güzel. Bunu bir ağaca benzetebilirsiniz. Sürekli dik durması için çabaladığınız bir dal, en ufak eğrilikte kırılır. Ama eğilmesine izin verdiğiniz bir ağaç, fırtınada savrulsa da yerini bulur, k...